ÜYE GİRİŞİ ÜYE OLMAK İÇİN ALTTAKİ LİNK İ TIKLA

DİYARBAKIR TARİHİ

GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE DİYARBAKIR
diyarbakır
türkiye diyarbakır
diyarbakır türkiye
 diyarbakır resimleri
diyarbakır fotoğrafları
diyarbakır manzaralar
diyarbakır görüntüler
diyarbakır yemekleri
diyarbakır haber
diyarbakır harita
diyarbakır spor
diyarbakır video
diyarbakır ulaşım
diyarbakır iklim
diyarbakır turizm
diyarbakır otel
diyarbakır yurt
diyarbakır pansiyon
diyarbakır konaklama
diyarbakır konut
diyarbakır emlak
diyarbakır daire
diyarbakır lojman
diyarbakır toki
diyarbakır arsa
diyarbakır satılık
diyarbakır kiralık
diyarbakır araç
diyarbakır işkur
diyarbakır sağlık
diyarbakır hastahanesi
diyarbakır devlet hastahanesi
diyarbakır valilik
diyarbakır belediye
diyarbakır nüfus
diyarbakır emniyet
diyarbakır meb
diyarbakır eğitim
diyarbakır okul
diyarbakır kurs
diyarbakır lisesi
diyarbakır ekonomi
diyarbakır sanayi
diyarbakır ticaret
diyarbakır hayvancılık
diyarbakır tarım
diyarbakır karpuz
diyarbakır dernek
diyarbakır dağları
diyarbakır akarsuları
diyarbakır doğa
diyarbakır gezi
diyarbakır tatil
diyarbakır kültür
diyarbakır sanat
diyarbakır
 Diyarbakır tarihinin, önceleri M.Ö.3000 yılına kadar uzandığı bilinirken, son zamanlarda Çayönü kazıları ile yapılan araştırmalar sonucunda uygarlık geçmişinin M.Ö.7500 yıllarına kadar uzandığı belirlenmiştir.
 Diyarbakır ve çevresinde Hurriler, Mitanniler, Hititler, Asurlar, Medler, Persler, Büyük İskender, Romalılar, Bizanslılar, Araplar, Selçuklular ve Osmanlılar hüküm sürmüştür. Müzeler ve Örenyerleri 
DİYARBAKIR TARİHÇESİ
 Diyarbakır ve çevresi tarih öncesi dönemlerden itibaren her devirde nemini korumuş, Anadolu ile Mezopotamya, Avrupa ile Asya arasında doğal bir geçiş yolu, bir köprü görevi yapmış bu nedenle de çeşitli uygarlıkların tarihi ve kültürel mirasını günümüze kadar taşımıştır. Tarih boyunca Amida, Amid, Kara-Amid, Diyar-Bekr, Diyarbekir, Diyarbakır adlarını alan kent Güneydoğu Anadolu bölgesinin orta bölümünde, Elcezire denilen, Mezopotamya'nın kuzey kısmındadır. Yine Ergani yakınlarındaki Grikihaciyan Tepesi'nde M.Ö. 5.000 yılları başına tarihlenen "Gelişkin Köy Evresi" ya da Kalkolitik Çağ olarak adlandırılan Halaf Kültürünün sonlarına tarihlenen tek bir kültür evresi görülmüştür. Halaf Kültürü, Kuzey Irak, Suriye ve Güneydoğu Anadolu'da görülen yuvarlak planlı kubbeli evleri zengin boya bezeli çanak-çömleği ile ünlüdür. Yontma taş ve Mezolitik devirlerde, Diyarbakır ve çevresindeki mağaralarda yaşanmış olduğu, yapılan arkeolojik araştırmalar ile anlaşılmıştır.
Eğil-Silvan yakınlarındaki Hassun, Dicle Nehri ve kolları üzerinde Ergani yakınlarında Hilar mağaralarında bu çağdan kalma kalıntılar tespit edilmiştir. Öte yandan Lice yakınlarındaki Birkleyn mağaraları ve Eğil'deki Eğil Kalesi ve kayalardaki kitabeler Asurlardan kalan önemli eserler bulunmuştur. Diyarbakır'ın kent merkezinin tarihine baktığımızda ise; M.Ö. 3. Binde kente Hurri-Mitaniler'in egemen olduklarını görüyoruz. M.Ö. 1260'a dek egemenliklerini sürdüren Hurri-Mitaniler'den sonra sırasıyla Asurlular, Aramiler, Urartular, İskitler, Medler, Persler, Makedonyalılar, Selevkoslar, Partlar, Büyük Tigran İdaresi, Romalılar, Sasaniler, Bizanslılar, Emeviler, Abbasiler, Şeyhoğulları, Hamdaniler, Mervaniler, Selçuklular, İnaloğulları, Nisanoğulları, Artuklular, Eyyübiler, Moğollar, Akkoyunlular, Safeviler ve Osmanlılar Diyarbakır'a egemen olmuşlardır. Bu uygarlıklar arasında Diyarbakır'da en fazla tarihi eser yapan ve iz bırakanlar Romalılar, Abbasiler, Mervaniler, Selçuklular, Artuklular, Hıristiyan ve Osmanlılar olmuştur. Diyarbakır sadece Roma-Bizans değil aynı zamanda Müslüman, Pers, Arap ve Tür devletlerinin zengin tarihi ve kültürel değerlerini taşıyan ortak bir kültür mirası olarak günümüze kadar gelmiştir. Özellikler surlarda birçok medeniyetlerin izlerini kitabe, süsleme, figür, kapı veya görkemli burç şeklinde en canlı şekilde görebilmekteyiz.
 Anadolu'nun en eski köy yerleşmelerinden biri olan tarımcı köy topluluklarının en güzel örneğini veren Ergani yakınlarındaki Çayönü Tepesi, günümüzden 10.000 yıl önceye tarihlenmesi ile sadece bölge tarihimize değil Dünya uygarlık tarihine de ışık tutmaktadır. M.Ö. 7.500-5.000 yılları arasında aralıksız olarak daha sonra da aralıklarla iskan edilmiş olan günümüzdeki kent uygarlığının ilk temellerinin atıldığı Çayönü, insanların göçebelikten yerleşik köy yaşantısına, avcılık ve toplayıcılıktan besin üretimine geçtikleri "Neolitik Devrim" olarak da bilinen teknolojik yaşam biçimi, beslenme ekonomisi ve insan doğal çevre ilişkilerinin tümü ile değiştiği kültür tarihi ile ilgili buluşlarda bir çok ilki de içeren canlı ve ilginç bir yerleşmedir. Yabani buğday, mercimekgiller gibi bitkilerin tarıma alınması, koyun ve keçinin evcilleştirilmesi ile Çayönü bilim dünyasında önem kazanmıştır. Diyarbakır'ın Bismil İlçesi yakınlarındaki Üçtepe Höyük'te yapılan ve henüz bitirilmemiş olan kazı çalışmalarında ise 2. Bin, Yeni Asur, Helenistik ve Roma İmparatorluk dönemine tarihlenen önemli bir merkez ortaya çıkarılmıştır
 DİYARBAKIR İLİ MÜZE VE ÖREN YERLERİ
 Müzeler ve Örenyerleri Müze, Sincariye Medresesi’nde sergilenen arkeolojik ve etnografik eserlerin yeni binaya taşınması ile 1988 yılında düzenlenmiştir. Müzede Neolitik Çağ’dan itibaren Eski Tunç, Urartu, Assur, Hitit, Roma, Bizans, Artuklu ve Osmanlı dönemi eserleri yer alır. Prehistorik devir seramikleri, Roma stelleri, heykel ve mimari parçaları,
 Artuklu çinileri, Osmanlı devri ahşap eserleri, silahlar, tekke eşyaları, takılar ve daha pek çok eser kronolojik sıra ile müzede sergilenmektedir. Ziya Gökalp Müze Evi Diyarbakır’ın tipik sivil mimarlık örneklerinden biri olan ev, 1808 yılında inşa edilmiştir. İki katlı bu yapıda malzeme olarak siyah bazalt taşı kullanılmıştır. Ünlü düşünür Ziya Gökalp’ın 1876 yılında doğduğu bu ev 23 Mart 1956 tarihinde müze-ev olarak ziyarete açılmıştır.
 Müzede yazara ait eşyaların yanı sıra, yörenin etnografik eserleri sergilenmektedir. Adres: Ziya Gökalp Bulvarı - Diyarbakır Tel: (412) 221 27 55 Faks: (412) 223 08 02 Cahit Sıtkı Tarancı Müze Evi Ünlü şair Cahit Sıtkı Tarancı’nın Diyarbakır’da doğduğu evdir. Diyarbakır sivil mimarisinin en güzel örneklerinden biri olarak günümüze ulaşmıştır. Müzede, Cahit Sıtkı’nın kitapları, el yazıları, kullandığı eşyalar, fotoğrafları ve kütüphanesi sergilenmektedir.
 Örenyerleri Detaylı Bilgi Çayönü Ören Yeri Ergani ilçesine bağlı Çayönü Tepesi, ilçenin 7 km. güneybatısında yer almaktadır. Çayönü Tepesi’nde ele geçen buluntular ışığında Diyarbakır ve Güneydoğu Anadolu sınırları içinde yer alan bölgenin ilk yerleşme bölgesi olduğu ve yerleşimin 9000 yıl önceye dek uzandığı saptanmıştır.
Çayönü’nde yapılan kazılarda ızgara plan sistemine göre düzenlenmiş evler ve yapılar bulunmuştur. Çayönü - Ergani/Sesverenpınar Üçtepe - Bismil/Üçtepe Hassuni Mağarası - Silvan/Merkez Hilal Mağarası - Ergani/Sesverenpınar
DİYARBAKIR İLİ SURLAR
 Surlar Diyarbakır Surları: Dünyanın en eski ve en sağlam surlarından olan Diyarbakır kalesi Çin Seddi'nden sonra en uzun surdur.Diyarbakır kalesi,5.700 metre uzunluğunda,10-12 metre yüksekliğinde, 3-5 metre,82 adet burcu,4 yöne açılan
ana kapıları bulunmaktadır.Burçlar üzerindeki görkemli kabartmalar ve kitabeleriyle dünyanın ender kalelerindendir. M.Ö. 349 yılında Bizans İmparatoru Costantinus tarafından yenilenen surların yapılış tarihi tam olarak bilinmemektedir.
 Çayönü buluntuları: Diyarbakır'ın 65km kuzeybatısında Elazığ karayolu üzerinde Ergani ilçesinde bulunan Çayönü antik kenti cilalı taş devrine yani günümüzden yaklaşık 9000 yıl öncesine dayanmaktadır. Bu yerleşim yerinin ilk yerleşik
hayata geçilen yerlerden biri olduğu saptanmıştır. Çayönü İlkel yerleşmesinde çıkartılan öğütme taşları, çakmak taşı, kemikten ve bakırdan yapılan çeşitli aletler Diyarbakır Arkeolojik Müzesi'nde sergilenmektedir.
DİYARBAKIR İLİ KÖPRÜLER
 Köprüler Diyarbakır Malabadi (Batmansu) Köprüsü Diyarbakır İli, Silvan İlçesi sınırları içindedir. Evliya Çelebiye göre bu köprü, Abbasiler dönemine ait bir mimari şaheserdir. Abbasi hanedanına mensup zengin bir tüccar, hayrat için köprüyü yaptırdığı seyahatnamede anlatılır. Ancak, Artuk Oğulları Beyliği dönemine ait olduğu ve Artuk’un torunlarından
İlgazi oğlu Timurtaş tarafından 1147 yılında yaptırıldığı da söylenmektedir. Mostar köprüsünün ikizi olarak kabul edilir. Tek kemerli olan bu köprünün içine iki yoldan girilir. İçinde insanların dinlenmesi, yatması ve dış tehlikelerden korunması için odalar yapılmıştır. Ulaşımı sağlamakla birlikte birçok fonksiyonu olan bu sanat harikası köprünün,
 Diyarbakır'daki diğer eserler gibi meraklılar tarafından mutlaka görülmesi gerekir. Dicle Köprüsü (On Gözlü Köprü) Şehrin güneyinde, Mardin Kapısı dışında ve şehre 3 km. mesafededir. Köprünün bugün ayakta görülebilen kısımlarının 1065 tarihinde Mervaniler döneminde Übeyd oğlu Yusuf isimli bir mimar tarafından inşa edildiği üzerindeki kitabeden anlaşılmaktadır.
Kesme bazalt taştan 10 gözlü olarak inşa edilmiştir. Haburman Köprüsü Çermik ilçesinin Haburman köyü civarındadır. Sinek Çayı üzerinde kurulmuş olan bu köprü ortadaki büyük ve sivri, yandakiler daha küçük ve yuvarlak olmak üzere üç gözlüdür. Üzerindeki kitabesinde 1179 tarihinde yaptırıldığı anlaşılmaktadır.
 DİYARBAKIR İLİ CAMİ VE KİLİSELER
Cami ve Kiliseler Tarihi ve mimari özellikleri ile muhteşem olan Ulu Cami, Nebi Cami ve Safa Cami Diyarbakır'ın en ünlü camilerdir. Selçuklu Sultanı Melik Şah tarafından yaptırılan Ulu Cami, orijinal dizaynı ve hem Bizans hem de daha eski mimari malzemeleri kullanması ile ilginç olup Türkiye'nin en eski camilerindendir.
 Diyarbakır Ulu Camii Diyarbakır'ın 77 km doğusunda, Silvan'da 1185 yılında yapılmış, zarif görünümlü Ulu Cami, kemer kapıları ifade eden ince taş kabartmaları ile görülmeye değerdir. Yapılan değişiklere ilişkin farklı dönemlere ait bir çok kitabeyi üzerinde taşımaktadır. Diyarbakır 639 yılında Müslüman Araplar tarafından işgal edildiğinde, aynı alan üzerinde
 bulunan bir kilise kısmen camiye çevrilmiştir. Daha sonraki dönemlerde de etrafındaki yapılarla birlikte gelişen yapı kompleksi, restore edilmiştir. Plan itibariyle Şam’daki Emeviye Camii’nin Anadolu’daki bir yansıması olarak görülen yapı, Müslümanlar tarafından 5. Harem-i Şerif (Mukaddes Mabet) olarak kabul edilmektedir. Behram Paşa Camii Vali Behram Paşa tarafından 1564-1572 tarihinde yaptırılmıştır. Mimar Sinan’ın eseri olarak kabul edilmektedir.
Tamamen kesme taştan yapılmış olup, tek kubbelidir. İkili son cemaat yerine sahiptir. Şeyh Mutahhar ( Dört Ayaklı Minare ) Camii Balıkçılarbaşı semtinde yer alır. Akkoyunlu Sultanı Kasım tarafından 1500 yılında yaptırılmıştır. Siyah ve beyaz sıralı kesme taşlarla inşa edilmiştir. Camiden ayrı dört sütün üzerinde yükselen kare planlı minaresi Anadolu’da tek örnektir. Safa Camii Kokulu anlamına gelen İpariye veya Parlı Camii olarak da bilinir.
hasuni_kaya_kilisesi-silvan-fot._nejat_satici.jpg
15. yüzyıl Akkoyunlu eseridir. Önemini, planından, çinilerden ve zengin taş süslemelerinden alır. Taş işlemeciliğinin ilginç örneklerinden olan minaresi, kaideden başlamak üzere külahına kadar kufi, nezih yazılar, değişik biçim ve desenlerden taş süslemeleri ile bezelidir. Minarenin kokulu bitkisel otlar karıştırılarak inşa edildiği söylenmektedir. Kale Camii (Hz. Süleyman–Nazıriye Camii) Nisan oğlu Ebül Kasım tarafından 1155-1169 yılları arasında yaptırılmıştır. Cami bitişiğinde Osmanlılar döneminde yapılan Halid Bin Velid’in oğlu Süleyman’ın mezarları bulunmaktadır. Diyarbakır Kalesi Diyarbakır Kalesi, il merkezinde bulunmaktadır. Sur duvarlarının uzunluğu
5700 m’ye ulaşmaktadır. Surlar yer yer 12 m. yükseklikte ve 3-5 m. genişliğindedir. Kalenin dört kapısı ve seksen iki burcu vardır. Burçlardan en önemlisi 1208 yılında Artuklu hükümdarı Melik Salih Memduh tarafından inşa ettirilen Yedi Kardeş Burcu’dur. Burç üzerinde çift başlı kartal, kanatlı aslan kabartmaları bulunmaktadır. Kitabesi bir kuşak halinde burcu çevrelemektedir. M.S. 349 yılında Romalılar zamanında inşa edilen kale, İslami dönemlerde de birçok kez onarılmış ve yapılan eklemelerle günümüzdeki görünümüne kavuşmuştur
DİYARBAKIR İLİ CAMİ VE KİLİSELER
Diyarbakır Cami ve Kiliseleri Diyarbakır'ın önemli kiliseleri arasında Mart Thoma, Meryem Ana, Kırklar Kilisesi ve Mart Pityon Kilisesi sayılabilir. Meryem Ana Kilisesi, şehirde kalan az sayıdaki Süryani cemaati tarafından halen kullanılmaktadır. Meryem Ana Süryani Kadim Kilisesi Ali Paşa Mahallesi’nde yer almaktadır. Bugün faal durumda olan tek kilisedir. Yapım tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Geç Roma dönemine tarihlenen bir kapısı ve mihrap üzerinde kalıntıları görülebilen mimari bezekler bulunmaktadır. Geçirdiği bir çok onarım sonucu
 planında değişiklikler olmuştur. En son 18. yüzyılda onarım görmüştür. Saint Georgi (Kara Papaz) Kilisesi İç kalenin kuzeydoğu köşesinde yer alır. Yapım tarihi kesin olarak bilinememektedir. Ancak inşa tarzı ve yapıda kullanılan malzemeden dolayı M.S. 2. yüzyıla ait olduğu düşünülen kilise Artuklular döneminde sarayın hamamı olarak kullanılmıştır. Bazı kaynaklarda Artuklu hükümdarlarının bu hamamda ve sarayda Cizreli bilgin El Ceziri’nin imal ettiği mekanik sistemleri kullandıkları yazılmaktadır.
 DİYARBAKIR İLİ HAN VE KERVANSARAYLAR
 Hanlar, Kervansaraylar Diyarbakır, Tarihi İpek Yolu'nun merkezlerinden olması sebebi ile önemli hanlara sahiptir. Deliller Hanı, Hasan Paşa, Çiftehan ve Yeni Han'da geçmişte olduğu gibi günümüzde de halı, kilim ve gümüş işleme satan dükkanlar bulunmaktadır. Deliller Hanı ( Hüsrev Paşa Hanı) Mardin Kapı mevkiinde bulunmaktadır. Mimari kimliğini koruyarak, günümüze kadar ayakta kalabilmiş hanların en önemlilerinden biridir. 1527 yılında Diyarbakır
Valisi Hüsrev Paşa tarafından arkasındaki cami ve medrese ile birlikte yaptırılmıştır. Binanın Deliller Hanı olarak anılmasının sebebi, Hicaz’a gidecek hacı adaylarını götürecek delillerin (rehber) bu handa kalmalarındandır. Hasanpaşa Hanı Ulu Cami’nin doğusundadır. Osmanlı dönemi Valilerinden Vezirzade Hasan Paşa tarafından 1573 yılında yaptırılmıştır. Avlulu, iki katlı olarak inşa edilmiştir. Avlunun ortasında sütunlu ve üstü kubbeli bir şadırvan bulunmaktadır. Kervansaray Mimarisi ve iç yapısı ile görülmesi gereken yerlerden biri olan Kervansaray, bugün restore edilerek otel haline getirilmiştir.
tarihi-kentlere-toky-surprizi-1.jpg
 DİYARBAKIR İLİ KAPLICALAR
 Kaplıcalar Çermik Kaplıcası Çermik ilçesinin 3 km. doğusunda yer alan kaplıca, Türkiye’nin en önemli kaynakları arasındadır. İstanbul Tıp Fakültesi’nce yapılan analizlere göre iltihaplı romatizmalarda, üst solunum yolu enfeksiyonlarında ve kadın hastalıklarında olumlu etkileri olduğu saptanmıştır. Sıcaklığı 48.2 oC ve akım değeri 10 lt./sn’dir. Çermik Termal Turizm Merkezi
 DİYARBAKIR İLİ ÇARŞI VE BEDESTENLER
 arşılar Bedesten ve Çarşılar Diyarbakır, uzun yıllar doğunun ticaret ve endüstri merkezlerinden biri olmuştur. Bu özelliğini ünlü dokumaları ve büyük bir sanat ürünü olan maden işlerine borçludur. Bunların dışında daha bir çok ilginç malların yapılıp satıldığı bir kent olması, canlı bir ticaret hayatının doğmasına sebep olmuştur. Ulu Cami’nin arkasında Sipahiler Çarşısı’nda bulunan, bugün de işlevini sürdüren buğday pazarı, ortada geniş bir avlu, etrafında revaklar, arkalarında oda ve depoların yer aldığı güzel bir örnektir.
 DİYARBAKIR İLİ İÇ KALE
İçkale Mezopotamya’nın bereketli toprakları pek çok kavmin gelip geçtiği ve uygarlık ürettiği bir coğrafyadır. M.Ö.3. binli yıllarda bölgenin egemeni Asurlulardır. Diyarbakır’ın bilinen ilk adı Asur metinlerinde karşımıza çıkar: “Amidi” Binyıllar içinde;Hurri-Mitanniler, Urartular, Persler, Romalılar, Selevkoslar, Partlar, Büyük Tigranlar, Araplar, Emeviler, Abbasiler, Şeyhoğulları, Mervaniler, İnaloğulları, Nisanoğulları, Selçuklular, Artuklular, Eyyübiler, İlhanlılar, Diyarbakır tarihine izler bırakırlar. Bütün bu farklı kültürler ve devletler ;
şaşırtıcı bir biçimde kentin temel yerleşme doğruları konusunda uzlaşırlar: İçkale’den günümüze ulaşan kanıtlara ve konumuna bakılarak burasının son yıllara kadar, kentin “yönetim merkezi” olarak sürekli bir işlev gördüğü anlaşılıyor. Bu nedenle, Kanuni Sultan Süleyman 16 burç ve iki yeni kapı ekleterek İçkale’yi genişletir. İçkale’deki Virantepe Höyüğü’nde yapılan kazılarda, 13. yüzyılın başlarına ait olan Artukoğulları Sarayı’nın kalıntıları ortaya çıkarılmıştır. Kalıntıların en önemli kısmını, dört tarafa eyvanlarla açılan süslü bir havuz oluşturmaktadır. Artuklular da görülen ve suyun hem sesinden, hem de serinliğinden yararlanmak için yapılan “selsebil
”çözümü, aynı dönem yapısı olan Gazi Köşkü’nde hâlâ yaşar.Yakın dönemlere kadar yönetim merkezi olan İçkale’de, bazıları yeni işlevler için boşaltılmış olan önemli yapılar yer alır. Eski Adliye, Cezaevi, Kolordu ve Jandarma binaları Saint Corc Kilisesi yeni bir hayata kavuşmayı bekliyor. İçkale’deki tarihi binalarda Dünya standartları’ nda Arkeoloji Müzesi, Taş Eserler Müzesi, Müze Kafeterya, Kilise; Sanat Galerisi, Cezaevi Binası; Kongre Merkezi olarak işlevlendirildi.
 DİYARBAKIR İLİ MAĞARALARI
 Mağara turizmi Mağara turizmi Diyarbakır’da çok eski dönemlere ait, insanlar tarafından mesken veya çeşitli amaçlarla kullanılan pek çok doğal ve yapay mağara mevcuttur. Bunların en önemlileri Lice ilçesindeki Birkleyn Mağarası, Ergani ilçesindeki Hilar Mağarası, Silvan ilçesindeki Hassuni Mağarası’dır. Bunların dışında ildeki diğer önem arz eden mağaralar Kulp, Eğil, Pir İbrahim, Süleyman Ağa, Şikefta ve Çüngüş mağaralarıdır
 DİYARBAKIR İLİ EK SANATLARI
 El Sanatları ve Hediyelik Eşya El Sanatları ve Hediyelik Eşya Geleneksel el sanatları içerisinde kuyumculuk, ipekçilik ve bakırcılık önde gelmektedir. İpek böcekçiliği Merkez, Kulp, Silvan ve Lice ilçelerinde yapılmaktadır. İpekli kumaşları, mendilleri poşuları ile ünlü ilde üretim eskiye göre oldukça azdır. Toprak işleri, saraçlık, keçecilik, kilim, cicim, heybe gibi dokumacılık, işlemeli peşkir, peştamal, namaz örtüsü yapımı, el dokuması halıcılık, ildeki diğer önemli el sanatlarıdır.














meryemana_kilisesi_ve_diyarbakir-fot.nejat_satici.jpg

http://organikersag.blogspot.com.tr/